Kanuni Sultan Süleymanın Şiirleri

kanuni sultan suleymanYavuz Sultan Selimin oğlu Kanuni Sultan Süleyman 10. Osmanlı Padişahı (Osmanlı Türkçesi: سليمان اول, Süleyman-ı evvel)
Duygusal yönüylede bilinen padişah Sultan Süleymanın bir çok şiiri bulunmaktadır. Osmanlı döneminde şiirin büyük üstadlarındanda ( Klasik şiirin ustası Fuzûli ve Şairler Sultanı Bakî) ilham almıştır.

Yazdığı Şiirler

Bu şiir Kanuni Sultan Süleyman tarafından Padişalık yaptığı dönem boyunca Süleymanın yanında ve en büyük destekçilerinden biri olan Eşi Hürrem Sultana yazılmıştır.

Celis-i halvetim, varım, habibim mah-ı tabanım
Enisim, mahremim, varım, güzeller şahı sultanım

Hayatım hasılım,ömrüm, şarab-ı kevserim, adnim
Baharım, behçetim, rüzum, nigarım verd-i handanım

Neşatım, işretim, bezmim, çerağım, neyyirim, şem’im
Turuncu u nar u narencim, benim şem’-i şebistanım

Nebatım, sükkerim, genc,m, cihan içinde bi-rencim
Azizim, Yusuf’um varım, gönül Mısr’ındaki hanım

Stanbulum, Karaman’ım, diyar-ı milket-i Rum’um
Bedahşan’ım ve Kıpçağım ve Bağdad’ım, Horasanım

Saçı marım, kaşı yayım, gözü pür fitne, bimarım
Ölürsem boynuna kanım, meded he na-müsülmanım

Kapında çünki meddahım, seni medh ederim daim
Yürek pür gam, gözüm pür nem, Muhibbi’yim hoş halim!

Muhibbi (Kanuni Sultan Süleyman’ın mahlası)

Bugünkü dille;

Benim birlikte olduğum, sevgilim, parıldayan ayım,
Can dostum, en yakınım, güzellerin şahı sultanım.

Hayatımın, yaşamımın sebebi Cennetim, Kevser şarabım
Baharım, sevincim, günlerimin anlamı, gönlüme nakşolmuş resim gibi sevgilim, benim gülen gülüm,

Sevinç kaynağım, içkimdeki lezzet, eğlenceli meclisim, nurlu parlak ışığım, meş’alem.
Turuncum, narım, narencim, benim gecelerimin, visal odamın aydınlığı,

Nebatım, şekerim, hazinem, cihanda hiç örselenmemiş, el değmemiş sevgilim.
Gönlümdeki Mısır’ın Sultanı, Hazret-i Yusuf’um, varlığımın anlamı,

İstanbul’um, Karaman’ım, Bütün Anadolu ve Rum ülkesindeki diyara bedel sevgilim.
Değerli lal madeninin çıktığı yer olan Bedahşan’ım ve Kıpçağım, Bağdad’ım, Horasan’ım.

Güzel saçlım, yay kaşlım, gözleri ışıl ışıl fitneler koparan sevgilim, hastayım!
Eğer ölürsem benim vebalim senin boynunadır, çünkü bana eza ederek kanıma sen girdin, bana imdad et, ey Müslüman olmayan güzel sevgilim.

Kapında, devamlı olarak seni medhederim, seni överim, sanki hep seni öğmek için görevlendirilmiş gibiyim.
Yüreğim gam ile, gözlerim yaşlarla dolu, ben Muhibbi’yim, sevgi adamıyım, bana bir şeyler oldu, sarhoş gibiyim. Bir hoş hale geldim.

Bâyezid’in, babası Kanunî’ye mektubu:

Ey ser-â-ser âleme Sultan Süleymân’um baba
Tende cânum cânumun içinde cânânum baba
Bâyezid’ine kıyar mısun benüm cânum baba
Bî-günâham Hak bilür devletlü sultânum baba

Enbiyâ ser-defteri ya’ni ki Âdem hakkıçün
Hem dahi Mûsî ile Îsî-yi Meryem hakkıçün
Kâinâtun serveri ol Rûh-ı a’zam hakkıçün
Bî-günâham Hak bilür devletlü sultânum baba

Sanki Mecnûnam dağlar başı oldı durak
Ayrılup bi’1-cümle mâl ü mülkden düşdüm ırak
Dökerem göz yaşını vâ-hasretâ dâd el-firak
Bî-günâham Hak bilür devletlü sultânum baba

Kim sana arz eyleye hâlüm eyâ şâh-ı kerîm
Anadan kardaşlarumdan ayrılup kaldum yetîm
Yok benüm bir zerre isyânum sana Hakdur ‘alîm
Bî-günâham Hak bilür devletlü sultânum baba

Bir nice masumun olduğun şehâ bilmez misün
Anların kanına girmekden hazer kılmaz mısun
Yoksa ben kulunla Hak dergâhına varmaz mısun
Bî-günâham Hak bilür devletlü sultanum baba

Hak Taâlâ kim cihânun şahı itmişdür seni
Öldürüp ben kulun güldürme şâhum düşmeni
Gözlerüm nûrı oğullarumdan ayırma beni
Bî-günâham Hak bilür devletlü sultanum baba

Tutalum iki elüm başdan başa kanda ola
Bu meseldür söylenür kim kul günâh itse n’ola
Bâyezid’ün suçını bağışla kıyma bu kula
Bî-günâham Hak bilür devletlü sultanum baba

Kanunî’nin oğluna cevaben yazdığı mektup:

Ey dem-â-dem mazhar-ı tuğyân u isyânum oğul
Takmayan boynına hergiz tavk-ı fermânum oğul
Ben kıyar mıydum sana ey Bâyezid hânum oğul
Bî-günâham dime bari tevbe kıl cânum oğul

Enbiyâ vü evliyâ ervâh-ı a’zam hakkıçün
Nûh ü İbrahim ü Mûsî İbn-i Meryem hakkıçün
Hatm-ı âsâr-ı nübüvvet Fahr-ı lem hakkıçün
Bî-günâham dime bari tevbe kıl cânum oğul

Adem adın itmeyen Mecnûna sahralar durak
Kurb-ı tâatdan kaçanlar dâima düşer ırak
Tan degüldür dir isen vâ hasretâ dâd el-firak
Bî-günâham dime bari tevbe kıl cânum oğul

Neş’et-i Hakdur nübüvvet râm olan olur kerîm
“Lâtekul üf” kavlini inkâr iden kalur yetîm
Tâata isyana alîmdür Hudâvend-i Kerîm
Bî-günâham dime bari tevbe kıl canım oğul

Rahm u şefkat zîb-i îmân olduğın bilmez misün
Yâ dem-i ma’sûmı dökmekden hazer kılmaz mısun
Abdi âzâd ile Hak dergâhına varmaz mısun
Bî-günâham dime bari tevbe kıl cânum oğul

Hak reâyâ-yı muti’e râi itmişdür beni
İsterem mağlûb idem ağnama zib-i düşmeni
Hâşâlillah öldürürsem bî-güneh nâgâh seni
Bî-günâham dime bari tevbe kıl cânum oğul

Tutalum iki elüm başdan başa kanda ola
Çünki istiğfar idersün biz de afv itsek n’ola
Bâyezidüm suçını bağışlaram gelsen yola
Bî-günâham dime bari tevbe kıl cânum oğul

Bu yazı Kanuni Sultan Süleyman I. (1520-1566) kategorisine gönderilmiş ve , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir